cakirimsi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
cakirimsi

Seviyeli Paylaşımın Yeni Adresi


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Edirne Tarihi ve Resimleri

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Edirne Tarihi ve Resimleri Empty Edirne Tarihi ve Resimleri Ptsi Kas. 22, 2010 10:29 pm

Admin

Admin
Admin
Admin

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Türk-Osmanlı tarihinde büyük bir yeri olan serhat şehri Edirne’ye, ilkçağda Trak kabilelerinden Betlegerriler ve ardından Odrysler yerleşmişlerdir. M.Ö. 4. asırda Makedonyalılara, sonra Roma İmparatorluğuna ve M.S. 395’te Roma’nın parçalanması ile Doğu Roma (Bizans)ya geçmiştir. M.S. 586’da Avar Türkleri kuşatmış, fakat alamamıştır. Bulgar Türkleri, 914’te Edirne’yi almışsa da, kısa bir müddet sonra Bizanslılar geri almışlardır. 1050 ve 1078’de Peçenek Türkleri kuşatmıştır.

Osmanlı Türklerinin Rumeli’ye geçmesinden kısa bir müddet sonra, 1361 Temmuzunda Hacı İl Bey ve Evranos Bey emrindeki Türk ordusu tarafından Bizanslılardan alınarak fethedilmiştir. Edirne tekfuru kuşatma esnasında Enez’e kaçmıştır. Tekfursuz kalan şehir halkı, dini liderlerine “Ne yapalım?” diye sorar. Papazlar güzel kızları su almak için sur dışına gönderirler.Türk askerleri bu kızlara bakmaz bile. Ayrıca üzüm bağlarından yenilen üzüm kütüklerine paralarının bir mendil içinde bağlanmış olması üzerine, bu ordunun yenilmeyeceğini anlayan papazların tavsiyesi üzerine şehir halkı, Osmanlı komutanı Lala Şahin Paşaya teslim olurlar. Edirne 1361-1453 arasında Osmanlı Devletinin başşehri olmuş ve 91 sene başşehirlik yapmıştır. Birinci Murat Han,Avrupa fütûhatını buradan başlatmıştır.

Fetret devrinde (1402-1413) Emir Süleyman ve kardeşi Mûsa Çelebi’nin başşehri olmuştur. 1413’te padişah olan Çelebi Sultan Mehmet, uzun müddet Edirne’de kalmıştır. İkinci Murat Han zamanında,Edirne’nin ve çevresinin Türk-Osmanlı mimarisi ile yeniden inşa edilmeye başlandığı görülür.Trakya ulaşımı bir ağ gibi örülmeye başlanmış, tarihi Uzunköprü köprüsü yapılmış, Ergene nehri üzerinde iç kısımlara doğru ulaşım sağlanmıştır. İstanbul fethinde kullanılan toplar “Tophane Bayırı’nda” dökülmüştür.Türk akıncılarının üssü haline gelen Edirne Kalesi,İstanbul’un fethine zemin hazırlayan müstahkem mevki haline gelmiştir.Üs olan Edirne Osmanlı Türk hükümdarlarının İstanbul’dan sonra en hoşlandıkları bir şehir olmuştur. Hatta bazıları Edirne’yi İstanbul’a tercih etmişlerdi.

Dördüncü Mehmet (1648-1687) ile kardeşleri İkinci Süleyman (1687-1691) ve İkinci Ahmet’in oğlu İkinci Mustafa (1695-1703) uzun süre Edirne’de oturmuşlardır. Bu devirde İstanbul bir kaymakam (Başbakan vekili) tarafından yönetiliyor, devlet Edirne’den idare ediliyordu. Bu durum bazılarının menfaatlerine dokunduğu için huzursuzluğa sebep oldu. “Edirne Vak’ası” denilen hadise ile İkinci Mustafa tahttan indirildi.Yerine kardeşi Üçüncü Ahmet padişah oldu. Dördüncü Mehmet ile kardeşi İkinci Süleyman ve İkinci Ahmet Edirne’de vefat ettiler.

Edirne, Osmanlı devrinde merkezi Sofya’da bulunan Rumeli Beylerbeyliğine (Eyaletine) bağlı bir vilayetti. Edirne kadısı, Osmanlı Devletinin İstanbul kadısından sonra en yüksek rütbeli kadısı sayılırdı. Edirne bir ilim merkezi, medreseler (üniversiteler) şehriydi. Tanzimattan sonra Edirne vilayeti (eyaleti) kuruldu. Doğu ve Batı Trakya Edirne’ye bağlandı. Balkan Harbinden sonra Batı Trakya (2 vilayet)Bulgaristan’a bırakıldı.

1700 senesinde, Edirne 350 bin nüfûsu ile dünyanın en büyük birkaç şehrinden biriydi. Bunlar; İstanbul, Paris, Londra ve Edirne idi. On sekizinci asırdan itibaren gerilemeye başladı. 1745 senesinde çıkan büyük bir yangınla 60 mahalle kül oldu. 1751 yangını da 1745’teki yangın şiddetindeydi.

Edirne 4 defa istilaya uğramış ve çok zarar görmüştür. 1829’da Ruslar Edirne’ye girmiş bir kaç ay kalmıştır. İkinci Sultan Mahmut, Edirne’de 10 gün kalarak halkın moralini takviye etmiş, istilanın tahribatının yeniden imarı için emir vermiştir. 20Ocak 1878’de Edirne’ye giren Ruslar 13 ay kalmışlar ve şehri tahrip etmişlerdir. Balkan Harbinde Şükrü Paşanın kahramanca savunmasına rağmen, açlık sebebiyle, Bulgarlara 26 Mart 1913’te teslim oldu. 4 ay sonra Türk ordusu 22 Temmuz 1913’de Edirne’yi geri aldı. Birinci Dünya Harbinden sonra 1920 Temmuzundan 25 Kasım 1922’ye kadar Yunan ordusunun işgalinde kalan Edirne, çok geriledi ve dünyada Edirne derecesinde gerileyen başka bir şehir görülmedi. Lozan Antlaşması ile Edirne Türkiye sınırları içine alındı. Cumhuriyetten sonra Edirne kendi adını taşıyan ilim merkezi oldu. İkinci Dünya Harbinde Edirne boşaldı ve çok sıkıntılı günler yaşadı.
kaynak:edirne.web.tr


Edirne'nin Coğrafi Bilgisi


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Edirne, Marmara Bölgesi'nin Trakya kısmında yer alır. Güneyinde Ege denizi, kuzeyde Bulgaristan, batıda Yunanistan, doğuda Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale ileri ile çevrilidir.

Yüzölçümü 6.276 km² olan Edirne'nin, deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 41 metredir. Edirne, idari olarak, biri merkez ilçe olmak üzere 8 ilçe ve 248 köyden oluşmaktadır.

Edirne ili, Trakya Yarımadasında; kuzeyde Istranca Dağları, güneyinde Koru Dağları ve Ege Denizi-Saroz Körfezi, batısında Meriç Nehri ve Meriç Ovası, doğusunda da Ergene Ovasını içine almakta olup, il topraklarının % 80'i tarıma elverişlidir.

Türkiye'nin batı sınır topraklarının önemli bir bölümünü içine alan ilin Bulgaristan'la 88km'lik bir sınırı vardır. Bulgaristan'la olan sınır, Kırklareli il sınırından başlayarak, Tunca Irmağı'nı kesip, güneybatı yönünde uzanarak Meriç Irmağı'nda sona ermektedir. Burada, Türk, Bulgar ve Yunan sınırları birleşmektedir. Meriç Irmağı, ilin Yunanistan'la sınırını oluşturur. Irmağın doğu yakası Edirne, batı yakası Yunanistan'dır. Edirne-Yunanistan sınırının uzunluğu 204 km'dir. Bu sınır, Enez'de sona ermektedir.

Balkan Yarımadası'nın güneydoğu kesimindeki Trakya Bölgesinde yer alan Edirne ili, yeryüzü şekilleri bakımından çeşitlilik gösterir. Bu çeşitliliği, farklı yükseltiler gösteren dağ ve tepeler ile, daha az yükseltide olan platolar ve ovalar oluşturur. İlin kuzey ve kuzeydoğusu ile güney ve güneydoğusu dağlar ve platolar ile kaplıdır.

İlin önemli akarsularından olan Meriç, Tunca, Arda ve Ergene nehirlerinin debileri Mart-Nisan aylarında yoğun yağışlara bağlı olarak maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Yaz aylarında da normal debilerini muhafaza etmektedir. Yörenin en önemli tarım potansiyeli olan çeltik ekim ve sulama zamanlarında ise nehir debileri en az seviyeye ulaşmaktadır.

Edirne, akarsular dışında kalan yüzey sularını, doğal göller, barajlar, rezervuarlar ve göletler oluşturmaktadır. Doğal göllerin başlıcaları Meriç'in denize döküldüğü Enez yöresindedir. Bu göller gala, Dalyan, Taşaltı, Tuzla, Bücürmene, Sığırcık ve Pamuklu gölleridir.

Edirne, her Akdeniz ikliminin hem de Orta Avrupa'ya özgü kara ikliminin etkisi altında kalan bir geçiş bölgesidir. Bölge Karadeniz, Ege ve Marmara denizlerin de etkileriyle zaman zaman ve yer yer farklı iklim özellikleri gösterir. Kışları, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de oldukça sert ve kar yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır. İlin bitkisel üretim açısından önem taşıyan Ergene Havzası'nda ise sert bir kara iklimi egemendir. Çevresi dağlara sınırlı olan bu yörenin denizlerden gelen yumuşatıcı etkilere kapalı olması bu iklim yapısını ortaya çıkarmaktadır. Yıllık ortalama sıcaklık 13,4 °C, en yüksek sıcaklık 41,5 °C Temmuz ayında, en düşük sıcaklık –22,2 °C Ocak ayında gerçekleşmiştir. Yıllık ortalama yağış miktarı 585,9 mm ve yıllık ortalama nispi nem % 70'dir.


Edirne Beyazıt Külliyesi


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Edirne'de, İkinci Beyazıt Külliyesi içinde bulunan müze. Külliye içinde 1488'den beri yer alan darüşşifa (hastane), 1886-1887 Osmanlı Rus Savaşı'na kadar aralıksız 400 yıl hastalara hizmet vermişti. Ruh ve akıl hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildikleri bu tarihi mekan 1997 yılından bu yana Trakya Üniversitesi tarafından müze olarak kullanılmaktadır. Türkiye'nin tek sağlık müzesidir. Müzede, hekimliğin gelişmesi ve değişik sağlık hizmetleri hakkında geniş bilgiler içeren pavyonlar bulunur. Selimiye Camii’nin ardından Erdine’de en çok ziyaret edilen ikinci mekandır. 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nü kazanmıştır.


Edirne Akşamları Selimiye Cami


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii, II. Sultan Selim'in emriyle 1569-1575 yılları arasında inşa edildi. Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseridir. Selimiye, Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk cami mimarisinin merkezi, kubbeyi taşıyan mimari unsurların mühendislik problemlerini çözdüğü en başarılı anıtsal dini mimari örneğidir. 31.50 metre çapındaki merkezi kubbe, yan kubbeler kullanılmadan 8 büyük ayakla taşınması sayesinde geniş mekan arayışına en iyi çözüm yolu bulunmuştur. Yapının merkezi niteliğinin dışardan açıkça algılanmasına yardımcı olan bir diğer öğe de 70.89 metre yükseklikte üçer şerefeli dört minaresidir. Sinan, Selimiye'nin merkezi yapı özelliğini belirlerken, her yönden görülebilecek imkanı veren bilinçli yer seçimiyle de dikkati çekmektedir.

Selimiye Camii, klasik Osmanlı dönemi cami mimarisinin süsleme programını tüm boyutlarıyla tanıtması açısından da önemlidir. Çinileri, kalem işi bezemeleri, pencerelerindeki cam işçiliği örnekleri bunun belgeleridir. Hünkar mahfili, müezzin mahfili, minberi yapının önemine uygun düzeyde ele alınmıştır.


Çini süslemeleri 16. yüzyıl İznik çiniciliğinin doruk noktasına ulaştığının işaretleridir. Müezzin mahfilindeki Edirnekari kalem işleri klasik dönemin en seçkin örnekleridir. Revaklarla çevrili avlu ortasında yer alan mermer şadırvan mimari elemanların oransal mükemmelliğini dile getirir. Taş duvarla çevrili geniş dış avlu içinde yer alan Dar'ül Sıbyan, Dar'ül-Kurra, Dar'ül-Hadis Edirne Müzesi'nin çeşitli bölümleri olarak kullanılmaktadır. Yine müze haline getirilmiş olan medresenin çok zarif revaklı avlusu, ortasında şadırvanıyla dikkat çeker. Heybetle yükselen cami terasının altında uzanan Arasta, III. Sultan Murat zamanında Mimar Davut Ağa tarafından camiye vakıf olarak yapılmıştır.
Tarihi ve Yapı Özellikleri: Selimiye Camii eskiden kavak meydanı denilen yerdeki Yıldırım Beyazıt'ın saray arsası üzerine yapılmıştır.Camii Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II.Sarı Selim Kıbrıs ganimetiyle Hassa Mimarı Koca Sinan'a yaptırılmıştır. (Yapım Yılları : 1569-1575) Yapımı 6 yıl sürmüş yapımında dört yüz kalfa ve on dört bin işçi çalışmıştır. Camii külliyesi ile beraber 22.022 m2 alanı kapsamaktadır. Camii dikdörtgen biçiminde olup 1620 m2 tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi Camii için 27.760 kese akçe harcandığını yazmaktadır. Dışavlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesi ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Camii'nin içi takriben 6000 kişi almaktadır.Kubbesi Ayasofya kubbesinden 6 zira geniş 4 zira derindir. Külliyesinde 999 penceresi vardır. Çinileri orijinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi 3'er yolludur. Minberi tamamen mermer olup ve yan orta kısmı yekparelidir.

Selimiye niçin Edirne'ye yapıldı?
Kıbrıs adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir Camii yaptıracağım diyen II.Selim Kıbrıs'ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında Hz.Muhammed Efendimiz : “Ey Selim sözüne sadık ol vaadettiğin camiyi buraya yaptıracaksın” diye parmağıyla Edirne'yi gösteriyor.Bu sebepten Selimiye Camii Edirne'ye yapılıyor

Kubbe : Kubbe yüksekliği Camii tabanından kilit taşına kadar 43.28 m. Kubbe çapının 31.30 m taban ile kilit taşı arasının 15.86 m olduğu Y.Mimar Sedat Çetintaş tarafından belirtilmiştir. Kubbe şeklindeki sekiz sütun üzerine 40 pencereli kubbe kasnağı bunun üstün nefis çinilerinden pirametik biçimde yapılmıştır.

Minber : Minberi 25 basamaklıdır. Minber 16. Asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser Mimar Sinan'ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.


Mihrab : Cami'nin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi ,yeşil ,kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak Amen er Resulü alt tarafa bölümler halinde yazılın Fatiha Suresidir. Böylece Mimar Sinan Mihrabı çok nefis motifli ve kabartma çiniler ile Amen er Resulü ve Fatiha Suresi ile süslenmiştir.


Manevi Özellikleri:
Cami'nin kubbesinin tek olması Allah'ın tek olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini ,caminin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslamın 5 şartını , vaaz kürsülerinin 4 tane oluşu İslam'da 4 tane mezhebin hak olduğunu, Selimiye Külliyesi'nin 32 tane kapısının olması İslamın 32 farzını ,arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını , minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın 12. padişah olduğunu sembol etmektedir.

Müezzin Mahfeli : Kubbenin altında 2 m. yüksekliğinde 12 mermer sütüna oturtulmuş müezzin mahfeli bulunmaktadır. Müezzin mahfelinin altında da mermer şadırvan vardır. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütün üzerinde kabartma bir lale motifi bulunmaktadır. Hakkında birkaç hikaye söylendi ise de Selimiye üzerinde XX. Yüzyıla kadar yazılmış eserlerde buna dair bir yazı bulunmadığını Dr.Rıfat Osman kaydetmiştir.

Hünkar Mahfeli : Caminin sol ön köşesinde 4 profil sütuna oturtulmuş Hünkar mahfeli vardır. Sütunlar 4 kemerle bağlanmıştır. Kemer araları ve duvarları yine zamanın nefis çinileri ile kaplanmıştır. Hünkar mahfeli çinilerinden bir kısmı 1877-78 Rus İşgali sırasında General Skoplef tarafından söktürülmüştür. Moskova Müzesi'ne gönderilmiş olup halen orada sergilenmektedir.

Minareler : Minarelerin her biri üçer şerefe olup harem tarafındaki minareler üç yolludur.Birinci yol,birinci şerefe ile üçüncü şerefeye;ikinci yol,ikinci şerefe ile üçüncü şerefeye;üçüncü yol ise doğrudan üçüncü şerefeye gider .Kıble yönündekiler birer yolludur. Minarelerin yüksekliği külah dahil 84 m, çapı 4 m üçüncü şerefeye kadar 250 basamaklıdır. Alem 2.5 metredir.


Akşamları Bir Başka Güzel


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanan ve 1847’de bitirilen köprü, Edirne - Karaağaç yolunda, Meriç Nehri üzerinde yer alıyor. Meriç Köprüsü; 263 metre uzunluk, 7 metre genişlikte, 13 ayak üzerinde 12 sivri kemerli olup yanlara doğru eğimli özellikler taşıyor. Mermer yazıtlı köşkü olan köprünün kubbesinde daha önceleri güneş motifi olduğu biliniyor.

http://cakirimsi.yetkinforum.com

2Edirne Tarihi ve Resimleri Empty Geri: Edirne Tarihi ve Resimleri Ptsi Kas. 22, 2010 10:33 pm

Admin

Admin
Admin
Admin

Edirne Selimiye Cami

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii, II. Sultan Selim'in emriyle 1569-1575 yılları arasında inşa edildi. Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseridir. Selimiye, Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk cami mimarisinin merkezi, kubbeyi taşıyan mimari unsurların mühendislik problemlerini çözdüğü en başarılı anıtsal dini mimari örneğidir. 31.50 metre çapındaki merkezi kubbe, yan kubbeler kullanılmadan 8 büyük ayakla taşınması sayesinde geniş mekan arayışına en iyi çözüm yolu bulunmuştur. Yapının merkezi niteliğinin dışardan açıkça algılanmasına yardımcı olan bir diğer öğe de 70.89 metre yükseklikte üçer şerefeli dört minaresidir. Sinan, Selimiye'nin merkezi yapı özelliğini belirlerken, her yönden görülebilecek imkanı veren bilinçli yer seçimiyle de dikkati çekmektedir.

Selimiye Camii, klasik Osmanlı dönemi cami mimarisinin süsleme programını tüm boyutlarıyla tanıtması açısından da önemlidir. Çinileri, kalem işi bezemeleri, pencerelerindeki cam işçiliği örnekleri bunun belgeleridir. Hünkar mahfili, müezzin mahfili, minberi yapının önemine uygun düzeyde ele alınmıştır.


Çini süslemeleri 16. yüzyıl İznik çiniciliğinin doruk noktasına ulaştığının işaretleridir. Müezzin mahfilindeki Edirnekari kalem işleri klasik dönemin en seçkin örnekleridir. Revaklarla çevrili avlu ortasında yer alan mermer şadırvan mimari elemanların oransal mükemmelliğini dile getirir. Taş duvarla çevrili geniş dış avlu içinde yer alan Dar'ül Sıbyan, Dar'ül-Kurra, Dar'ül-Hadis Edirne Müzesi'nin çeşitli bölümleri olarak kullanılmaktadır. Yine müze haline getirilmiş olan medresenin çok zarif revaklı avlusu, ortasında şadırvanıyla dikkat çeker. Heybetle yükselen cami terasının altında uzanan Arasta, III. Sultan Murat zamanında Mimar Davut Ağa tarafından camiye vakıf olarak yapılmıştır.
Tarihi ve Yapı Özellikleri: Selimiye Camii eskiden kavak meydanı denilen yerdeki Yıldırım Beyazıt'ın saray arsası üzerine yapılmıştır.Camii Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II.Sarı Selim Kıbrıs ganimetiyle Hassa Mimarı Koca Sinan'a yaptırılmıştır. (Yapım Yılları : 1569-1575) Yapımı 6 yıl sürmüş yapımında dört yüz kalfa ve on dört bin işçi çalışmıştır. Camii külliyesi ile beraber 22.022 m2 alanı kapsamaktadır. Camii dikdörtgen biçiminde olup 1620 m2 tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi Camii için 27.760 kese akçe harcandığını yazmaktadır. Dışavlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesi ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Camii'nin içi takriben 6000 kişi almaktadır.Kubbesi Ayasofya kubbesinden 6 zira geniş 4 zira derindir. Külliyesinde 999 penceresi vardır. Çinileri orijinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi 3'er yolludur. Minberi tamamen mermer olup ve yan orta kısmı yekparelidir.

Selimiye niçin Edirne'ye yapıldı?
Kıbrıs adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir Camii yaptıracağım diyen II.Selim Kıbrıs'ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında Hz.Muhammed Efendimiz : “Ey Selim sözüne sadık ol vaadettiğin camiyi buraya yaptıracaksın” diye parmağıyla Edirne'yi gösteriyor.Bu sebepten Selimiye Camii Edirne'ye yapılıyor

Kubbe : Kubbe yüksekliği Camii tabanından kilit taşına kadar 43.28 m. Kubbe çapının 31.30 m taban ile kilit taşı arasının 15.86 m olduğu Y.Mimar Sedat Çetintaş tarafından belirtilmiştir. Kubbe şeklindeki sekiz sütun üzerine 40 pencereli kubbe kasnağı bunun üstün nefis çinilerinden pirametik biçimde yapılmıştır.

Minber : Minberi 25 basamaklıdır. Minber 16. Asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser Mimar Sinan'ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.


Mihrab : Cami'nin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi ,yeşil ,kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak Amen er Resulü alt tarafa bölümler halinde yazılın Fatiha Suresidir. Böylece Mimar Sinan Mihrabı çok nefis motifli ve kabartma çiniler ile Amen er Resulü ve Fatiha Suresi ile süslenmiştir.


Manevi Özellikleri:
Cami'nin kubbesinin tek olması Allah'ın tek olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini ,caminin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslamın 5 şartını , vaaz kürsülerinin 4 tane oluşu İslam'da 4 tane mezhebin hak olduğunu, Selimiye Külliyesi'nin 32 tane kapısının olması İslamın 32 farzını ,arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını , minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın 12. padişah olduğunu sembol etmektedir.

Müezzin Mahfeli : Kubbenin altında 2 m. yüksekliğinde 12 mermer sütüna oturtulmuş müezzin mahfeli bulunmaktadır. Müezzin mahfelinin altında da mermer şadırvan vardır. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütün üzerinde kabartma bir lale motifi bulunmaktadır. Hakkında birkaç hikaye söylendi ise de Selimiye üzerinde XX. Yüzyıla kadar yazılmış eserlerde buna dair bir yazı bulunmadığını Dr.Rıfat Osman kaydetmiştir.

Hünkar Mahfeli : Caminin sol ön köşesinde 4 profil sütuna oturtulmuş Hünkar mahfeli vardır. Sütunlar 4 kemerle bağlanmıştır. Kemer araları ve duvarları yine zamanın nefis çinileri ile kaplanmıştır. Hünkar mahfeli çinilerinden bir kısmı 1877-78 Rus İşgali sırasında General Skoplef tarafından söktürülmüştür. Moskova Müzesi'ne gönderilmiş olup halen orada sergilenmektedir.

Minareler : Minarelerin her biri üçer şerefe olup harem tarafındaki minareler üç yolludur.Birinci yol,birinci şerefe ile üçüncü şerefeye;ikinci yol,ikinci şerefe ile üçüncü şerefeye;üçüncü yol ise doğrudan üçüncü şerefeye gider .Kıble yönündekiler birer yolludur. Minarelerin yüksekliği külah dahil 84 m, çapı 4 m üçüncü şerefeye kadar 250 basamaklıdır. Alem 2.5 metredir.



Edirne- Meriç Köprüsü

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

1842’de Abdülmecit zamanında yapımına başlanan ve 1847’de bitirilen köprü, Edirne - Karaağaç yolunda, Meriç Nehri üzerinde yer alıyor. Meriç Köprüsü; 263 metre uzunluk, 7 metre genişlikte, 13 ayak üzerinde 12 sivri kemerli olup yanlara doğru eğimli özellikler taşıyor. Mermer yazıtlı köşkü olan köprünün kubbesinde daha önceleri güneş motifi olduğu biliniyor.


Edirne Gazi Mihal Köprüsü

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Edirne’den Bulgaristan’a giden yolda, Tunca Nehri üzerine Bizans döneminde, Mikhael Palaiologos tarafından yaptırılan köprü, 1402’de Osmanlı döneminde Gazi Mihal Bey tarafından onarılır. Köprünün kitabe köşkü, 1640’da Kemankeş Kara Mustafa Paşa tarafından ilave edilir. Gazi Mihal Köprüsü, gövdesine sızan suların atılması amacıyla ilginç bir drenaj düzene sahiptir.



Muhteşem Bir Yapıt

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii, II. Sultan Selim'in emriyle 1569-1575 yılları arasında inşa edildi. Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseridir. Selimiye, Mimar Sinan'ın Osmanlı Türk cami mimarisinin merkezi, kubbeyi taşıyan mimari unsurların mühendislik problemlerini çözdüğü en başarılı anıtsal dini mimari örneğidir. 31.50 metre çapındaki merkezi kubbe, yan kubbeler kullanılmadan 8 büyük ayakla taşınması sayesinde geniş mekan arayışına en iyi çözüm yolu bulunmuştur. Yapının merkezi niteliğinin dışardan açıkça algılanmasına yardımcı olan bir diğer öğe de 70.89 metre yükseklikte üçer şerefeli dört minaresidir. Sinan, Selimiye'nin merkezi yapı özelliğini belirlerken, her yönden görülebilecek imkanı veren bilinçli yer seçimiyle de dikkati çekmektedir.

Selimiye Camii, klasik Osmanlı dönemi cami mimarisinin süsleme programını tüm boyutlarıyla tanıtması açısından da önemlidir. Çinileri, kalem işi bezemeleri, pencerelerindeki cam işçiliği örnekleri bunun belgeleridir. Hünkar mahfili, müezzin mahfili, minberi yapının önemine uygun düzeyde ele alınmıştır.


Çini süslemeleri 16. yüzyıl İznik çiniciliğinin doruk noktasına ulaştığının işaretleridir. Müezzin mahfilindeki Edirnekari kalem işleri klasik dönemin en seçkin örnekleridir. Revaklarla çevrili avlu ortasında yer alan mermer şadırvan mimari elemanların oransal mükemmelliğini dile getirir. Taş duvarla çevrili geniş dış avlu içinde yer alan Dar'ül Sıbyan, Dar'ül-Kurra, Dar'ül-Hadis Edirne Müzesi'nin çeşitli bölümleri olarak kullanılmaktadır. Yine müze haline getirilmiş olan medresenin çok zarif revaklı avlusu, ortasında şadırvanıyla dikkat çeker. Heybetle yükselen cami terasının altında uzanan Arasta, III. Sultan Murat zamanında Mimar Davut Ağa tarafından camiye vakıf olarak yapılmıştır.
Tarihi ve Yapı Özellikleri: Selimiye Camii eskiden kavak meydanı denilen yerdeki Yıldırım Beyazıt'ın saray arsası üzerine yapılmıştır.Camii Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II.Sarı Selim Kıbrıs ganimetiyle Hassa Mimarı Koca Sinan'a yaptırılmıştır. (Yapım Yılları : 1569-1575) Yapımı 6 yıl sürmüş yapımında dört yüz kalfa ve on dört bin işçi çalışmıştır. Camii külliyesi ile beraber 22.022 m2 alanı kapsamaktadır. Camii dikdörtgen biçiminde olup 1620 m2 tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi Camii için 27.760 kese akçe harcandığını yazmaktadır. Dışavlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesi ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Camii'nin içi takriben 6000 kişi almaktadır.Kubbesi Ayasofya kubbesinden 6 zira geniş 4 zira derindir. Külliyesinde 999 penceresi vardır. Çinileri orijinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi 3'er yolludur. Minberi tamamen mermer olup ve yan orta kısmı yekparelidir.

Selimiye niçin Edirne'ye yapıldı?
Kıbrıs adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir Camii yaptıracağım diyen II.Selim Kıbrıs'ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında Hz.Muhammed Efendimiz : “Ey Selim sözüne sadık ol vaadettiğin camiyi buraya yaptıracaksın” diye parmağıyla Edirne'yi gösteriyor.Bu sebepten Selimiye Camii Edirne'ye yapılıyor

Kubbe : Kubbe yüksekliği Camii tabanından kilit taşına kadar 43.28 m. Kubbe çapının 31.30 m taban ile kilit taşı arasının 15.86 m olduğu Y.Mimar Sedat Çetintaş tarafından belirtilmiştir. Kubbe şeklindeki sekiz sütun üzerine 40 pencereli kubbe kasnağı bunun üstün nefis çinilerinden pirametik biçimde yapılmıştır.

Minber : Minberi 25 basamaklıdır. Minber 16. Asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser Mimar Sinan'ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.


Mihrab : Cami'nin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi ,yeşil ,kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak Amen er Resulü alt tarafa bölümler halinde yazılın Fatiha Suresidir. Böylece Mimar Sinan Mihrabı çok nefis motifli ve kabartma çiniler ile Amen er Resulü ve Fatiha Suresi ile süslenmiştir.

Manevi Özellikleri:
Cami'nin kubbesinin tek olması Allah'ın tek olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini ,caminin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslamın 5 şartını , vaaz kürsülerinin 4 tane oluşu İslam'da 4 tane mezhebin hak olduğunu, Selimiye Külliyesi'nin 32 tane kapısının olması İslamın 32 farzını ,arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını , minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın 12. padişah olduğunu sembol etmektedir.

Müezzin Mahfeli : Kubbenin altında 2 m. yüksekliğinde 12 mermer sütüna oturtulmuş müezzin mahfeli bulunmaktadır. Müezzin mahfelinin altında da mermer şadırvan vardır. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütün üzerinde kabartma bir lale motifi bulunmaktadır. Hakkında birkaç hikaye söylendi ise de Selimiye üzerinde XX. Yüzyıla kadar yazılmış eserlerde buna dair bir yazı bulunmadığını Dr.Rıfat Osman kaydetmiştir.

Hünkar Mahfeli : Caminin sol ön köşesinde 4 profil sütuna oturtulmuş Hünkar mahfeli vardır. Sütunlar 4 kemerle bağlanmıştır. Kemer araları ve duvarları yine zamanın nefis çinileri ile kaplanmıştır. Hünkar mahfeli çinilerinden bir kısmı 1877-78 Rus İşgali sırasında General Skoplef tarafından söktürülmüştür. Moskova Müzesi'ne gönderilmiş olup halen orada sergilenmektedir.

Minareler : Minarelerin her biri üçer şerefe olup harem tarafındaki minareler üç yolludur.Birinci yol,birinci şerefe ile üçüncü şerefeye;ikinci yol,ikinci şerefe ile üçüncü şerefeye;üçüncü yol ise doğrudan üçüncü şerefeye gider .Kıble yönündekiler birer yolludur. Minarelerin yüksekliği külah dahil 84 m, çapı 4 m üçüncü şerefeye kadar 250 basamaklıdır. Alem 2.5 metredir.
kaynak:edirne.gov.tr


Edirne Rüstempaşa Kervansarayı

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Rüstempaşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Kervansaray iki bölümden oluşur, birinci bölüm büyük avlunun bulunduğu yer Büyük Han, ikinci bölüm Küçük Han ya da Deve Hanı olarak adlandırılır. Ön cephesinde 21 dükkan ve 102 oda bulunur.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaş'ında, büyük avluda altı şadırvan üstü mescit olan ve Köşk Mescit diye adlandırılan bina yıkılmıştır.

Büyük Han bölümünün ikinci katında alttan ısıtmalı Türk Hamamı yapılmıştır, devrin özelliğine uygun çinilerle kaplnmıştır.

Rüstempaşa Kervansarayı, 1972 yılında restore edilerek otel haline getirilmiş ve başarılı görülen bu restorasyonla 1980 Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü almıştır. kaynak:edirneden.com

http://cakirimsi.yetkinforum.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz